2 Temmuz 2013 Salı

Alman Ekonomisinin Yükselişi ve Otoyollar

Avrupa büyük bir krizin içine düşmüştü. 1929-1933 ekonomik buhranı sırasında başta ABD ve Avrupa olmak üzere birçok ülkede fabrikalar ve bankalar kapandı, milyonlarca insan işsiz kaldı. Böyle bir dönemde yapılan seçimlerde Hitler iktidara geldi.N.S.D.A.P.(Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi) bu partinin hedefi işsizliği azaltmak ve halkın istihdamını arttırmaktı. Halkın bu ihtiyacı sayesinde Almanya’da silah sanayisi ve otoyollar büyük ölçüde gelişme kaydetmiştir. Adolf  Hitler dünya çapında giderek değer kazanan artan mobilite hareketi iktidarını sağlamlaştırmak ve istihdamı arttırmak adına iyi bir propaganda aracı olarak kullandı. Bu sayede Alman şehirleri arasındaki ulaşım ileri düzeyde artmış oldu. O dönemde otomobil alabilecek Almanların sayısı çok azdı. Böylece Naziler “Halkın Mobilleştirilmesi” uygulamasını başlattı. Sadece zenginler değil, geniş halk çevreside seyahat edebilmeliydi. Bu amaçla “Halk Arabası” anlamına gelen “Volkswagen” fikri de böyle doğdu. Savaş yıllarında birçok tutuklu ve Yahudi otoban yapımında çalıştırıldı.Eski çalışanların çoğu cephedeydi.1941 yılına gelindiğinde Almanya yaklaşık 3800 kilometre uzunluğunda otoyola sahipti.[1]
Ancak Alman politikasının asıl hedefi “Lebensraum” Hayat Sahası’dır. Bu Almanya’nın nüfuz artışıyla birlikte hayat standartlarını yükseltebileceği yeni yerler demekti. Dünya ticaret ve sanayisinden daha fazla pay alma olanakları sınırlıydı; diğer ülkelerin gümrük duvarları ve kendisinin sıkı para politikası buna neden oluyordu. Bunların doğal sonucu olarak savaş sırasında malzemelerin ikmali yabancı ülkelerden olacağı için bağımlılık söz konusuydu. Yiyecekte ise bu açlık demekti.[2]
 Hayat standardını düşürmek ve sürekli olarak yiyeceği vesikaya bağlamak suretiyle beslenme güçlüklerinin önüne geçmek hemen hemen aynı yaşam düzeyindeki bir kıtada imkansızdır.İşsizlik sorununun çözümüyle birlikte tam bir tüketim gücünün de etkisini göstermeye başlamasından bu yana her ne kadar tarım üretimimizde küçük çapta düzelmeler olduysa da, beslenme işinin temelinde esaslı bir değişiklik sağlamadı. Bu suretle otarşinin[3] hem beslenme alanında hem de totalcilikte sağlıksız ve geçersiz olduğu meydana çıkıyor.[4]
Reich’ın ekonomide seçtiği yol, varlıklı kesimin çıkarlarını gözeten ve üretimi Führer’in askeri emelleri yönünde şekillendiren bir siyasetti.1936’da ilk plan dönemi sonunda işsiz sayısı (1933’te 6 milyon) 1 milyona inmişti. Dünya ekonomik bunalımının durulması, askerlik süresinin uzatılması, devlet şantiyelerinin kurulması, silahlanma programı ve benzeri atılımlar, bu olumlu gelişmenin nedenleriydi. Ayrıca stratejik olmayan ürünlerin ithali azaltılarak ithalat ile ihracat dengelendi. 1936’da başlatılan ikinci plan açıkça savaş hazırlığına işaretti. Ulusal gelirin üçte biri orduya ayrılmıştı. Demokratik ülkelerle ticaret çok geriledi ve bu gerileme Tuna Avrupa’sı ile yapılan takasla (klering) dengelendi. Aynı zamanda muhtemel bir ablukaya karşı ülkenin kendi kendine yeterli hale gelmesine yönelik çalışmalara hız verildi. Verimli olmayan maden ocaklarına para desteği sağlandı. Sentetik ürünlerde büyük yatırımlar gerçekleştirildi. Başlangıçta çok parlak sonuçlar alınmamıştı: 1939’da Reich, demir ihtiyacının ancak %33’ünü, tekstil ihtiyacının %40’ını, benzin ihtiyacının ise %50’sini ( maden kömürü damıtarak) kendi üretimiyle karşılıyordu ve ülkede hayat seviyesi çok düşmüştü.[5]



[1]Dick W. , Lichtenberg A. İlk Otobanın Hikayesi, http://www.dw.de/ilk-otoban%C4%B1n-hik%C3%A2yesi/a-1614339318.05.2013
[2]  Hart L. , II.DünyaSavaşıTarihi,YapıKrediYayınları,İstanbul,1998, s. 18
[3] Türk Dil Kurumu; http://tdkterim.gov.tr/bts/; Bir ülkenin çok yüksek gümrük tarifeleri, kotalar ve kambiyo denetimi gibi araçlarla kendini dünya ekonomisinden soyutlamak için uyguladığı iktisaden kendi kendine yeterlilik politikası.
[4]Jacobsen H.A. ,1939-1945KronolojiveBelgelerle İkinci Dünya Savaşı, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 1989 s. 142.
[5]ThemaLarousse, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1993-1994, s. 251.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder