2 Temmuz 2013 Salı

Danimarka ve Norveç’in İşgali İçerisinde Gerçekleştirilen Lojistik Faaliyetler

Polonya’nın işgalinden sonra 6 ay boyunca kuvvetler birbirleriyle savaşa girmediler. Taraflar arasında şiddetli diplomasi trafiği sürdürülüyordu. Almanya İngiltere’ye barış teklifi sundu. İngiltere beklenildiği gibi bu barış teklifini reddetti. Eğer barış teklifi kabul edilseydi, bu İngiltere Hükümeti için savaşın mağlubiyetini kabul etmek demekti. Ayrıca Atlantik denizindeki savaş hiç hız kesmeden devam ediyordu. Daha savaşın ilk günlerinde Atlantik denizinde hazır bulunan Alman denizaltıları İngiliz ve Fransız gemilerine ağır kayıplar veriyorlardı.
Kara cephelerindeki bu ölü sessizliğine karşın denizlerde savaş daha ilk günden başlamıştı. Alman denizaltıları ( U-boatları ) harbin devamı boyunca batıracakları 2.600 geminin ilk talihsizlerini seçmiş ve deniz dibine göndermeye koyulmuşlardı. Sanki ne zaman, nerede, nasıl saldıracağı bilinmez şu pusudaki U-boatlar azmış gibi Almanlar bir de mıknatıslı mayınları sahneye çıkarmışlardı, İngilizler bu nedenle ana yurtlarını dünyaya bağlayan denizleri korumak için adamakıllı zorlanmaya başlamışlardı. 1939 yılı sonuna kadar, 4 aylık süre zarfında 420.000 tonluk 115 İngiliz yük ve yolcu gemisi batmış, savaş gemileri de bu U-boatları fırtınasından kurtulamamışlardı.[1]
İngiliz ve Fransızlar denizlerdeki üstünlüklerinden yararlanarak hem Alman savaş sanayisinin temel maddesi olan ve Norveç’in Narvik limanı yolu ile gemilerle gönderilen İsveç demir madenlerinden mahrum etmek, hem de Almanyaya karşı uyguladıkları deniz ablukasını biraz daha daraltmak için Norveç’i istila etmeye karar vermişler ve hazırlıklara koyulmuşlardı. İstihbarat raporları bu konuda Alman Baş Komutanlığını uyarıcı haberler vermeye başladığında Hitler de, süratle harekete geçer. Düşman daha uygulamaya geçmeden, o bastıracaktır.[2]

Bu savaşa da neden olarak hammadde tedarik yollarının güven altına alınması için gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Çünkü Almanya hammadde bakımından oldukça kısıtlı bir coğrafyaya sahiptir. Bir şekilde Alman savaş makinasının hammaddesi olan demir cevherinin İsveç topraklarında bulunması ve bu hammaddenin üretilip dünya pazarına sunulduğu en yakın limanında Norveç’in kuzeyindeki Narvik Limanı olması bu işgali zorunlu hale getirmiştir. Çünkü İngiliz ve Fransız Hükümetleri de buradaki hammadde kaynağının tedariğini durdurabilselerdi Alman savaş endüstrisi büyük bir sekteye uğrayacak ve bu da savaşı kazanmak için anahtar hamle olacaktı. Ancak Hitler bunun farkına çok önceden varmıştı.[1]
Hitler, 1 Nisan’da nihai kararını vererek Norveç ve Danimarka’nın 9 Nisan saat 05.15’te işgal edilmesi için emrini verdi İşgalden hemen sonra alınan ilk raporlar sinir bozucuydu. Çünkü Norveç uçaksavarları ve kıyı topçusu yukardan emir almadan ateş açmıştı. Bu da Norveçlilerin böyle bir harekatı hazır beklediklerini gösteriyordu. Şayet, Hitler biraz daha bekleseydi harekatın baskın ve başarı şansı kalmayacaktı. 9 Nisan günü şafak sökerken çoğu muharip gemilerde olan öncü Alman birlikleri, Norveç’in Oslo’dan Narvik’e kadar olan bütün önemli limanlarına çıkarma ve indirme harekatlarını gerçekleştirdiler ve çok az direnişle karşılaşarak hepsini işgal ettiler. Komutanlar yerel yöneticilere, Norveç’i her an olması beklenen Müttefik işgalinden korumak için Almanya’nın himayesine aldıklarını bildirdiler. Almanya ve İngiltere, işgal planlarına aynı anda başlamışlar, hazırlıklarını atbaşı götürmüşlerdi. Fakat Almanya’nın son hamlesi daha hızlı ve güçlü olmuş ve bu yarışı neredeyse kıl payı kazanmıştır.
Şimdi muharebelerin seyrine geçerek, başlangıçta Norveç’in bütün önemli liman ve yerlerini ele geçiren birliklerin ne kadar küçük olduğunun ortaya çıktığını görebiliriz. Bu birlikler iki muharebe kruvazörü, bir muharebe gemisi, yedi kruvazör ve on dört muhrip, yirmi sekiz U-boat ve lojistik destek gemileri ve 10.000 askerde oluşuyordu. Bunlar işgal için tertiplenmiş öncü üç tümenin birlikleriydiler. İşgalin hiçbir yerinde bir seferde 2.000’den fazla asker görev almamıştı. Bir paraşüt taburu da Oslo ve Stavanger havaalanlarını ele geçirmek için görevlendirilmişti Paraşüt birlikleri muharebe alanlarında ilk kez kullanılıyordu ve çok da başarılı olmuşlardı. Fakat Almanların başarısında en belirleyici unsur 800 adet savaş ve 250 adet nakliye uçağıyla muharebeye katılan Alman Hava Kuvvetleri olmuştur. Bu çıkarma ilk safhasında Norveç halkını çok korkutmuş ve Müttefik karşı taarruzlarını felce uğratmıştır.[2]
İngiliz Kraliyet Donanması Norveç kıyılarına çıkarmalarda bulunup bazı noktalarda Almanları yenebildilerse işgal etikleri bölgelerde tutunmayı başaramayıp çekilmek zorunda kaldılar. Bu şekilde irili ufaklı çatışmalar kuzey noktasında yaşanmaya devam etti. Yıldırım Harbinin buradaki diğer özelliği ilk defa paraşütçülerin kullanılması ve Hava Kuvvetleri üstünlüğünün çok iyi kullanılmasıydı. Danimarka’nın ve Norveç’in işgaliyle birlikte Almanya artık Baltık denizinin Atlantik Okyanusuna açılan kapısı haline gelmişti. Bu kuzey bölgesinde hammadde ve ticaret tamamı ile Nazi Almanyası’nın kontrolüne geçmişti. Almanya kuzeyden gelen hammaddelerini güven altına almıştı ve İngiliz ve Fransız Hükümetlerinin savaşı kazanma inançları bir kez daha sarsılmıştı.[3]


[1]Kaynak Belgesel: Kawai K. , Apocalypse World War 2 (Aggression) 1/6, NationalGeographic, 2009
[2]Hart, L. , II. Dünya Savaşı Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1998 s. 65, 66
[3]Kaynak Belgesel: Kawai K. , Apocalypse World War 2 (Aggression) 1/6, NationalGeographic, 2009

[1]Artuç İ. , Hitler ve İkinci Dünya Harbinin Kaderi, Kastaş Yayınları, 1984 s. 64, 65
[2]Artuç İ. , Hitler ve İkinci Dünya Harbinin Kaderi, Kastaş Yayınları, 1984 s. 67

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder